HERMETİZM VE METAFİZİK
- Metafizik UMUT
- 13 Kas 2024
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 17 Kas 2024

1. Hermetik Bilgiler ve Hermetik Felsefe
Hermetik öğretiler, eski Yunan ve Mısır'dan gelen, insanın evrenle olan bağlarını keşfetmeye yönelik gizli bilgiler olarak kabul edilir. Hermetik felsefe, evrenin temel yasalarını anlamaya çalışan bir öğreti olup, özellikle Hermes Trismegistus ile ilişkilendirilen bir dizi metinle kendini gösterir. Bu öğretiler, "As above, so below" (Yukarıda ne varsa, aşağıda da o vardır) ilkesini temel alır ve her şeyin birbirine bağlı olduğuna inanılır. Burada "gizli bilgi", insanın ve evrenin doğası arasındaki derin ilişkiyi ortaya koyan sırlarla ilgilidir.
Kabala ve Eski Mısır Hermetik Gelenekleri, metafiziksel anlamda, insanın tanrısal bilgiye ulaşma yollarını açan sistemlerdir. Hermetik metinler genellikle semboller, sayılar ve evrenin fiziksel ve manevi yasaları üzerinden insanın yüksek bilinçlere ulaşması gerektiğini savunur.
2. Kuantum Felsefesi ve Bilincin Doğası
Modern fizik ile metafizik arasındaki bağlantı, kuantum mekaniği gibi alanlarla giderek daha belirgin hale gelmiştir. Özellikle kuantum fiziği, daha önce metafiziksel olarak kabul edilen bazı kavramları bilimsel düzeyde tartışılabilir hale getirmiştir. Örneğin, belirsizlik ilkesi ve gözlemci etkisi, bir şeyin "gerçek" durumunun gözlemlenene kadar farklı olasılıklarla var olabileceğini gösterir.
Kuantum felsefesi, gerçekliğin doğasının daha derin, soyut bir yapıda olduğunu, her şeyin birbirine bağlı olduğunu ve bilinçle fiziksel dünyanın etkileşime girdiğini ileri sürer. Bu, eski metafizik inançlarla örtüşen bir bakış açısıdır. Quantum düzeyinde her şeyin birbirine bağlı olduğuna dair gizli bilgiler, insanların evrenin temel doğasına dair daha derin bir anlayışa sahip olmasını önerir.
3. Zihin-Beden Problemi ve Bilincin Evrimi
Metafiziksel düşünceler, özellikle zihin-beden ilişkisi ve bilincin doğası gibi konular üzerine yoğunlaşır. Eski felsefelerde, Descartes’ın zihin ve bedenin ayrı iki varlık olarak görüldüğü görüşü, sonraları bilinçli deneyim ve fiziksel gerçeklik arasındaki ilişkinin karmaşıklığını incelemeye yol açtı. Günümüzde bu, bilincin evrimi ve yükseltilmiş bilinç üzerine yapılan araştırmalarla devam etmektedir.
Metafiziksel bağlamda, bazı öğretiler "Yüksek Zihin" veya "Kozmik Bilinç" kavramını ortaya koyar. Bu, insanın kendi bilincini aşarak evrenin tüm bilgilerini kavrayabileceği bir durumu ifade eder. Transandantal meditasyon, yoga, sufizm gibi gelenekler, bu tür bilinç değişimlerine ulaşmayı hedefleyen uygulamalardır. Burada "gizli bilgi", bilinçaltının derinliklerine inmek ve insanın evrensel bilgeliğe ulaşmak için zihinsel engelleri aşmak anlamına gelir.
4. Platon'un İdealar Dünyası ve "Gerçek"
Platon'un metafiziksel düşünceleri, "gerçeklik" anlayışının derinlemesine bir sorgulamasını içerir. Platon’a göre, fiziksel dünya yalnızca "İdealar" adı verilen ideal formların gölgeleridir. Gerçeklik, her şeyin mükemmel ve değişmez formlarının bulunduğu "idealar dünyasında" yer alır. Bu, fiziksel dünyadaki her şeyin, ideal ve değişmeyen bir formunun olduğu anlamına gelir. Gizli bilgi, bu idealar dünyasının farkındalığına ulaşmaktır. Platon’a göre, yalnızca filozoflar bu ideaların doğasını keşfedebilir ve gerçek bilince ulaşabilir.
Platon’un “Cave Allegory” (Mağara Alegorisi) de bu tür bir metafiziksel bilgiyi açıklamaktadır. İnsanlar, gölgeleri gerçeklik zannederken, mağaranın dışındaki ışık gerçek bilgiyi temsil eder. Bu alegori, derin bir metafiziksel bilgeliğe ulaşmak için, insanlar her zaman yüzeysel ve yanıltıcı algılardan öteye geçmelidir.
5. Zamanın ve Gerçekliğin Göreceliliği
Modern metafizik felsefesinde, zaman ve gerçeklik üzerine yapılan tartışmalar da "gizli bilgi" anlayışına yakın konulardır. Henri Bergson, zamanın lineer olmadığını, insan deneyiminin zamana dair olan algısının, gerçek zamanla (la durée) uyumsuz olduğunu savunur. Bergson’a göre, "gerçek zaman" her şeyin ve evrenin özüdür ve bu zaman algısını fark etmek, metafizik bir bilgiye ulaşmanın anahtarıdır. Gerçeklik de burada sabit değil, sürekli bir akış içindedir.
Diğer taraftan, Albert Einstein ve Einstein’ın görelilik teorisi, zaman ve mekânın sabit değil, birbirine bağlı ve gözleme göre değişebilen kavramlar olduğunu öne sürmüştür. Burada, metafiziksel anlamda, "zaman" ve "mekân"ın sabit ve evrensel bir yapıdan çok, insan deneyimine ve gözlemine göre şekillenen dinamik kavramlar olduğunu söylemek mümkündür.
Sonuç: Gizli Bilgilerin Peşinde
Metafiziksel gizli bilgiler, genellikle daha yüksek bir anlayışa ulaşmak için gereken soyut ve soyut olmayan her türlü bilgiyi kapsar. Bu bilgiler, insanın gerçeklik anlayışını, doğayı, zaman ve mekânı, bilinç ve varlık ilişkisini yeniden keşfetmesini hedefler. Bu tür "gizli bilgiler" bir bakıma, evrenin temel yasalarını keşfetmeye yönelik derin bir arayışın, felsefi bir biçimde ifadesidir.
Her ne kadar bilimsel düşünce, doğrudan gözlemlerle ve deneylerle sonuçlar elde etse de, metafizik, evrenin bilinçli ve soyut yönlerini açıklamak için daha derin, felsefi ve mistik bir yol sunar. Bu, her bireyin, insanlığın ve evrenin varoluşunun daha derin anlamlarına ulaşma çabasıdır.
Metafiziksel öğretilerin "gizli" kalmasının nedeni, genellikle bunların doğrudan anlatılamaz, soyut ve herkesin anlayabileceği türden olmamalarıdır. Bu bilgiler, derin düşünce, içsel keşif ve zihinsel bir hazırlık gerektirir. Bu yüzden, metafiziksel "gizli" bilgilerin keşfi, her bireyin kişisel bir yolculuğudur.
Comments